Linkler
İKMALE DOĞRU
30
Nisan
2010
PAYLAŞ
Son şampiyon Beşiktaş bu sezonki yarışta son aya kadar dayanabildi.
Böylece camia tüm cephelerde başarısız olunan bir sezonun tamamlanması
için bekleme moduna girdi. Aslında felaket derecede kötü başlangıç göz
önüne alındığında şampiyonluk iddiasının nisan ayına kadar sürdürülmesi
bir başarı olarak kabul edilebilir.
Trabzonspor maçı öncesine kadar Beşiktaş'ın ciddi bir şampiyonluk
şansı bulunuyordu ama ne yazık ki takımın gücü sonunu getirmeye yetmedi.
Beşiktaş, Trabzonspor maçında
beklediğinden çok daha dişli bir rakip buldu karşısında. Trabzonspor
fizik açıdan çok diriydi ve maça da çok iyi konsantre olmuştu.
Mustafa Denizli de oyun sırasında taktiksel müdahalede bulunmakta
yetersiz kalınca sonuç hüsran oldu. Kusursuz bir performans sergileyen
Serkan Balcı karşısında Yusuf'un yok olmasına bir devre boyunca seyirci
kalındı. Zaten Denizli'nin bana göre en çok eleştirilecek yanı ilk
yarıların heba olmasına sürekli göz yumması.
Trabzonspor karşısında
kaybedilen iki puanın ardından Fenerbahçe maçının kazanılması bile büyük
ihtimalle şampiyonluk için yeterli olmayacaktı. Sadece sene sonuna kadar
stres çekmeye devam edecektik. Yine de gönül isterdi ki her şey sona
erecekse bile en azından görkemli bir şekilde veda edilebilseydi. Ne
yazık ki sahaya gol yememe üzerine kurulu bir kadro sürülmüştü.
Mustafa Denizli kadroyu oyuncularına açıklarken Bobo'nun aklından
nelerin geçtiğini sanıyor acaba? "Hoca beni tek forvet olarak oynatıyor,
destek verecek de sadece Tello var. Yaşasın!" demiyordur herhalde. Kara
kara ilerde tek başına ne yapacağını düşünüyordur. Futbolcu sahaya
inanarak çıkmazsa zaten kolay kolay maç kazanılamaz. Nitekim daha ikinci
dakikada gol yendi ve yine ilk yarı bitene kadar saha kenarından
herhangi bir hamle gelmedi. Denizli'nin düşüncesi Fenerbahçe'yi ikinci
yarıda bastırarak yenmekti büyük ihtimalle ama ben final niteliğindeki
bir lig maçında bu zaman israfını kabul etmek istemiyorum.
Neticede beyaz noktanın kazınması ile maça sürülen kara leke ve kaçan
penaltı sonucunda bu sezon siyah-beyazlı kafalarda noktalanmış oldu.
Gol atılamadan tamamlanan Ankaragücü, Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları
ile sessiz sedasız şampiyonluğa veda edildi.
Ardından gelen Sivasspor maçında taraftarların takıma ve teknik heyete
sahip çıkması güzelken; 23 Nisan şerefine tribünleri doldurmuş
çocukların önünde maç boyu ezeli rakiplere ağır küfürler edilmesi
son derece çirkindi. Bir şeyi doğru yaparken diğerini berbat etmek zaten
ülkemizde rutin haline gelmiş durumda. Maçın beraberlikle bitmesi ise
bir taraftar olarak beni çok etkilemese de futbolcuları oldukça
etkileyecek çünkü dördüncü olan takım UEFA Ligi için yeni sezon
hazırlıklarına çok erken başlamak zorunda kalıyor. Evinde bu maçı
kazanamazsan tatili erken kesmeyi hak edersin. Bu durum aynen sene
boyunca tembellik yapan bir öğrencinin, yaz tatilinde ikmal sınavlarına
çalışmak zorunda kalmasına benziyor. Acı ama gerçek.
Beşiktaş bu sezon iyi ve keyif veren bir futbol oynamadı. Hücuma yönelik
oyuncularının Bobo hariç geri kalan hepsi ekstrem derecede verimsiz
oldular. Mustafa Denizli'nin bir sezon daha takımın başında kalmasını
sonuna kadar destekliyorum. Hatalarına ve inatlarına rağmen en azından
takımın başında gerçek bir liderin varlığı fark ediliyor. Şimdi yeni
sezon için gerçekçi düşünme zamanı.
Denizli ve yönetim futbolcuların performansları açısından geride
kalan iki sezonun analizini sağlıklı şekilde yapabilirlerse başarının
tekrar gelmemesi için hiçbir neden yok.
TÜRKİYE LİGİ: BJK 2 SİVAS 2 / FB 1 BJK 0 / BJK 0 TS 0
O MAÇ BU MAÇ 10 Nisan 2010
PAYLAŞ
Mart ayındaki yazımdan beri oynanan 3 maçta alınan 5 puan sonucunda Beşiktaş, ne yazık ki tahmin ve umutlarımı boşa çıkararak 28. hafta sonunda sıralamada ilk ikide yer alamadı.
Kasımpaşa ve Eskişehirspor karşılaşmaları lig başından beri şahit olduğumuz Beşiktaş maçlarından daha farklı şekilde gerçekleştiler. Hızlı ve bol gollü geçen bu maçlarda atak oyuncuları nihayet üretken olmayı başarırken, bu defa da savunmacılar beklenmedik hatalar yaptılar. Ankaragücü maçı ise sakat oyuncuların fazlalığı yüzünden hevesleri kursaklarda bıraktı.
Geçen ayki yazımda şampiyonluk için yedek kulübesindeki önemli isimlerin artık takıma katkı yapmaları gerektiğinden bahsetmiştim. Ne yazık ki tam katkı yapmaya başladıklarında sakatlandılar. Önce Tabata asist yaptığı Kasımpaşa maçından sonra sakatlandı, ardından Nihat gol attığı Eskişehirspor karşılaşmasını tamamlayamadı. Daha da kötüsü Ankaragücü maçında son haftalarda takımın hücum organizasyonlarını başarıyla yöneten Tello da yer alamadı.
Böylece kulübede takıma skor yönünden katkı yapabilecek üç isim kaldı: Nobre, Yusuf ve Serdar. Açıkçası bu isimlerden son haftalarda bir patlama beklemek biraz fazla iyimserlik olur. Daha mantıklı yaklaşım ise Bobo, Holosko, Ernst ve Ekrem gibi ilk on bir oyuncularının kalan haftalarda tam kapasite sergilemelerini ummak olacaktır.
Bugün sadece Beşiktaş değil zirvedeki tüm takımlar için bu sezonun kilit karşılaşması oynanacak. Trabzonspor maçından alınacak sonuç zincirleme olarak ligin kalan kısmına etki edecektir. Eğer Beşiktaş için şampiyonlukta hayati önem taşıyan bir maç var ise, işte o maç bu maçtır.
TÜRKİYE LİGİ: KAS 2 BJK 2 / BJK 3 ESK 2 / ANK.G. 0 BJK 0
Özel Arama
Anasayfa Seyahat Sinema Beşiktaş JK Radyo Nova Çizgi Roman
Sitedeki yazılardan kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.