ÇİZGİ ROMAN GÜNLERİ 2010
İstanbul Kitap Fuarı'nın düzenlendiği 30 Ekim - 7 Kasım 2010 tarihleri arasında 1001 Roman yayınevinin organizatörlüğünü üstlendiği çizgi roman dolu unutulmaz günler yaşadık.
Yazı ve Fotoğraflar: Güven KAVADARLI
Organizasyonla ilgili hiç şüphesiz en heyecan verici haber Zagor'un iki yaratıcısından biri olan ve çizgileriyle Baltalı İlah'ı maceradan maceraya sürükleyen Gallieno Ferri'nin nihayet Türkiye'deki hayranları ile buluşacak olmasıydı. Bu aslında hem Türk çizgi roman severler açısından hem de kişisel açıdan çok geç kalmış bir buluşmaydı. Bugün 81 yaşında olan büyük usta ile uzun yıllardır tanışmayı hayal ediyordum. Almanya'da kaldığım üç sene boyunca İtalya'daki çizgi roman festivallerinin tarihlerini internetten takip etmiş ama ne yazık ki araya giren başka programlardan dolayı bir türlü bu dileğimi gerçekleştirememiştim. Ama hayat yine her zamanki oyununu oynayarak bana beklenmedik bir anda dileğimi gerçekleştirme imkanını tanıdı. Benim de bu fırsatı kaçırmam söz konusu olamazdı.
Aslına bakılırsa Ferri Amca'nın
İstanbul'a geleceği ve 6 Kasım Cumartesi günü TÜYAP'ta çalışmalarını
imzalayacağı haberini ilk olarak internette dolanırken tesadüfen öğrendim.
Bilgiyi hemen büyük bir heyecanla yanımdaki eşimle paylaştım. Kendisi benimle
tanışmadan önce Zagor'dan hiç haberdar olmamasına rağmen, çeyiz olarak
getirdiğim Zagor serilerinden ve Infinite Statue firmasının ürettiği Zagor
heykelciğinden dolayı heyecanımın boyutunu anlayarak en az benim kadar
heveslenerek büyük günü beklemeye başladı. Bu bekleyiş sırasında yine tesadüfen
5 Kasım Cuma günü İstiklal Caddesi'ndeki D&R mağazasında düzenlenen buluşmadan
haberdar olduk. Kadıköy Karga Bar'da düzenlenen özel Zagor Gecesi'ni ise ne
yazık ki ancak bittikten sonra öğrendik.
ZAGOR İLE BİR YAŞAM
Cuma günü öğle vakti fotoğraf
makinemle ve Ferri için yazılmış olan "Una vita con Zagor" adlı kitabın
Floransa'dan aldığım bir kopyasıyla yola koyuldum. Zaten üstad da aynı kitabın "Zagor
ile Bir Yaşam" adlı çevirisini imzalamak üzere D&R'da olacaktı. Mağazanın
merdivenlerinden çıkarken eşlik ettiğim grupta Zagor'un başyazarı Moreno Burattini'nin de
bulunduğunu sonradan anladım. Üst katta üç ya da dört sıra sandalye
ziyaretçiler için dizilmişti. Tam karşılarındaki koltuklarda ise İtalyan
misafirler dizilmişlerdi. Ferri'nin sağında veliahtı olarak gösterilen çizer
Marco Verni oturmaktaydı. Sol tarafında ise Burattini ve Zagor için bir müzik
albümü yapmış olan Graziano Romani yer almaktaydılar. Burattini ve Romani'nin
aynı zamanda "Zagor ile Bir Yaşam" kitabının yazarları olduklarını da
hatırlatayım. Yoğun bir kalabalık olmadığından dolayı imza için acele etmeye
gerek yoktu. Hemen fotoğraf çekmeye başladım. Tüm Bonelli ekibi hayranlarına
karşı son derece samimi ve güler yüzlü bir tutum sergiliyorlardı.
İlk ziyaretçi dalgası geçip ortalık daha da tenhalaşınca önce Burattini ve Romani'nin yanına gittim. Kitaplarının yanımda getirdiğim İtalyanca orijinalini Kavadarlı Ailesi adına, D&R'dan aldığım Türkçe çevirisine de sahibi olduğum zagortenay.net adresi adına imzalattım. Internet adresinin bana ait olduğunu öğrenince şaşırdılar ve hem tebrik hem de teşekkür ettiler. Romani, Burattini'ye oranla daha iyi İngilizce konuştuğu için gerekli yerlerde tercüme yaparak yardımcı oluyordu. Beni İtalya'daki Zagor forumlarına yazmaya davet ettiler. Forumlara İtalya'dan sonra en çok katılım Türkiye'den oluyormuş. Sohbetin devamında İtalya'da bulunduğum iki ay boyunca Zagor ve diğer Bonelli kahramanlarına ait biblo ya da hediyelik eşya arayışımın nasıl sonuçsuz kaldığından ve İtalyanlar'ın franchising alanındaki başarısızlığından yakındım. Onlar da bu konuda bana hak verdiler ama bazı girişimcilerin yavaş yavaş bu konuya el attıklarından bahsettiler. Ayrıca Infinite Statue'nun Zagor heykelciğini - özellikle de bronzdan olanını - pahalı bulduklarını belirttiler.
GRAZIE SIGNOR FERRI
Burattini ve Romani ile sohbete
ara verip, erteleyerek keyfini arttırdığım buluşmayı gerçekleştirmek üzere Ferri
Amca'nın karşısına dikildim. Bu sanki Zagor'un kendisiyle
tanışmak gibi bir
histi. Uzun yıllar maceradan maceraya koştuktan sonra emekli olup sırtına
ceketini geçirmiş bir kahramana bakıyor gibiydim. Uzattığım kitapların ikisini
de o meşhur ve sade imzasıyla onurlandırdı. İçindeki çocuğun saflığı hala
gözlerinden yansıyan Ferri Amca ne yazık ki İngilizce konuşamadığından,
kendisine hayatıma kattıklarından dolayı gerektiğince teşekkür edemedim. Ama
zaten ne söylesem az kalacaktı. Sadece elini sıkarak "Grazie Signor Ferri"
diyebildim. Kısa ve öz!
Kitapları diğerlerinin aksine oldukça soğukkanlı ve durgun mizaçlı ama gene samimi Verni'ye de imzalattıktan sonra tekrar Burattini ve Romani ikilisiyle sohbete devam etmeye başladım. O esnada sevgili eşim de D&R'a ulaşıp yanımıza geldi. Hemen kendisini Bonelli ekibiyle tanıştırmaya başladım. Ferri Amca büyük bir jest yaparak centilmence ayağa kalktı ve eşimin yanına kadar gelerek elini sıktı. Şimdi bir fotoğraf çektirmenin tam sırasıydı. Eşime yan yana poz verirken Ferri Amca elini omzuma koydu. Ben o an için 6 yaşındaydım.
Bonelli ekibinin kalanıyla da
hatıra fotoğrafları çektik. Ziyaretçilerin iyiden iyiye azalmasını fırsat bilen
Burattini ve Romani D&R'ın çizgi roman bölümünde turlamaya başladıklarında kısa
bir süreliğine onlara katıldım. Dylan Dog'un iki sayı bir arada basılıyor
olmasına ilgi gösterdiler. Ben konuyu açınca İtalya'daki Zagor tirajının aylık
elli bin adet olduğundan bahsettiler. Burattini'ye okuduğu ilk Zagor macerasının
hangisi olduğunu sorduğumda "Kartallar Kralı" cevabını aldım. Ama çok da emin
değildi. Yine de kendisinde iz bırakan ilk macera o olmalıydı. Sohbetin sonunda
bir de eleştirim olduğunu söyledim ve yeni maceralarda Zagor'un çok konuştuğu
görüşümü ilettim. Cana yakın Burattini eleştiriler için özel bir defter
tuttuğunu belirtti. Yayıncısı Burattini'den yazdığı maceralarda her şeyi
açıklamasını talep ediyormuş. Fakat aynı şikayeti daha önce de epey duyduğunu ve
bu konuya artık daha çok özen gösterdiğini ekledi.
Eşimle D&R'ın sandalyelerinde oturup Ferri Amca'nın imza dağıtmasını biraz daha izledikten sonra o günlük veda vaktinin geldiğine karar vererek ayaklandık. Daha bunun yaşanacak TÜYAP bölümü vardı ertesi gün. Ferri Amca dahil herkesle tek tek el sıkışarak vedalaştık: A domani! Yani yarına kadar.
ZAGOR KARTALI: BU KEZ BENDEN
Bu kez cumartesi öğle vakti arabayla TÜYAP yollarına düştük. İçeride hatırı sayılır bir kalabalık vardı. Kendi stantlarının müsait olmamasından dolayı 1001 Roman yayınevi Zagor kartonları ile süslenmiş özel bir salona uzun bir masa hazırlamıştı. Bu sefer daha kalabalık bir Bonelli ekibi hazır bulunacaktı.
Cuma günkü kadroya ilaveten pek çok unutulmaz Zagor macerasının senaristi Marcello Toninelli, usta Dylan Dog çizeri Angelo Stano, Büyülü Rüzgar'ın yaratıcısı Gianfranco Manfredi, Volto Nascosto'nun Türk çizeri Ersin Burak, yolumun Münih Çizgi Roman Festivali'nde de kesiştiği yeni nesil çizer Riccardo Burchielli ve yeni nesil senaristlerden Diego Cajelli de çizgi roman severlerle buluşacaklardı. Konuklar bu kadarla da sınırlı değildi. Çizgi roman okulu yöneticisi Laura Scarpa, Yeşilçam'ın Zagor'u Levent Çakır, eski Tay Yayınları'nın Zagor kapakları çizeri Aslan Şükür ve ressam Ömer Muz ortamı tam bir çizgi roman festivaline dönüştüren diğer isimlerdi.
Zagor kartonunun yanında Ferri
Amca ve Levent Çakır ile güzel yeni fotoğraflar çektirdikten sonra sıra
alışverişe gelmişti. Doğrusu 1001 Roman yayınevi materyal olarak da bu şölene
iyi hazırlanmıştı. Ferri'ye ait özel çizimlerin yanı sıra yıllardır kayıp olduğu
sanılan yerli yapım Zagor filmleri de imzalatılmak üzere hazır bekliyorlardı.
Ufak hediyelik eşyalar ve Romani'nin "King of Darkwood" müzik albümü de
cabasıydı. Diğer Bonelli çizerlerinin Ferri ustaları şerefine çizdikleri özel
Zagor çizimleri de kaçırılmayacak bir çalışmaydı. Neticede cebimizden seve seve
çıkan yüklü bir meblağ ile 1001 Roman'ın bu organizasyonuna destek olduk.
İmza dağıtımı başlamadan önce bir gün evvel çektiğim fotoğraflardan oluşan ve kapaklarının üzerine Zagor'un meşhur kartal amblemini çizdiğim birer CD'yi Ferri ve Burattini'ye takdim ettim. Yüzlerindeki mutlu tebessümü ve memnuniyet ifadesini hayatım boyunca unutmayacağım. Yıllardır birbirinden güzel çizimlerine hayranlıkla baktığım Ferri Amca için bir Zagor amblemi çizmiş olmanın manevi hazzı bambaşkaydı.
İmza sırası ne yazık ki çok yavaş
ilerledi. Herkes "neden her konuğun önünde ayrı bir sıra oluşturulmadı?" diye
isyan etmesine rağmen, kişisel görüşüme göre bu fazla bir hızlanma
sağlamayacaktı. Zaten çok büyük çoğunluk Ferri Amca için sıradaydı. Asıl sorun
bazı Ferri hayranlarının yanlarında imzalatmak için aşırı miktarda materyal
getirmeleri idi. Büyük usta da kimseyi kırmadığından yarım saat boyunca tek bir
kişinin kendisini esir aldığı bile oldu. Yanında getirdiği Zagor baltasını
hediye olarak vereninden, ismi Zagor olan çocuğunu getirenine kadar çeşitli
hoşluklar da yaşandı. Neticede uzun bekleyiş sonunda sıramız gelince 1001
Roman'ın sağladığı özel çizimlerinden ikisini Ferri Amca eşimin ve benim
adlarımıza imzaladı. Şimdi duvara asılmak üzere uygun bir çerçeve bekliyorlar.
Yanımda getirdiğim Efsanevi Zagor Maceraları'nın ilk sayısını ve İtalya'dan
aldığım Zagor Bestsellers serisinin ilk kitabını da imzalattıktan sonra son kez
kendisiyle vedalaştık.
Toninelli'ye kendisi hakkında
bilgiler içeren Lal Kitap Özel Seri'nin 15. sayısı olan "Kutsal Ağaç"
macerasını, Verni'ye Ferri şerefine yaptığı özel çizimi ve Lal Kitap serisinin
71. sayısı olan "Örümceğin Ağı" macerasını, Burattini'ye yine aynı macerayı ve
Efsanevi Zagor Maceraları'nın ilk sayısını, Stano'ya Dylan Dog'un Rodeo
Kitap'tan çıkan ilk sayısını ve bu ilk maceranın minyatür İtalyanca versiyonunu
imzalattık. Stano ayrıca Scarpa'nın yazdığı ve 1001 Roman'ın çıkardığı kendisi
üzerine yazılmış kitabı çok güzel bir Dylan Dog çizimi ile imzaladı.
Manfredi'ye arşivimdeki tek Büyülü Rüzgar macerası olan Canavar'ı imzalattık. Romani'ye
müzik CD'sini, Levent Çakır'a ise "Zagor Kara Bela" DVD'sini imzalattık. Aslan
Şükür ile sohbetimizde de Münih'te tanıştığım
Ertuğrul Edirne ustanın kulaklarını çınlattık.
Artık ayrılık zamanı gelmişti. Burattini ile Romani'ye Almanya'da
Rocky adıyla basılan Zagor'un ilk sayısını gösterdikten ve beraberce
inceledikten sonra İstanbul veya İtalya'da tekrar görüşmek dileğiyle vedalaştık.
Ertesi gün Burattini'nin verdiğim CD'den dolayı teşekkürünü içeren mail'ini
almak da bizim için ayrı bir mutluluk oldu. Cevap mail'ine cumartesi gününe
ait birkaç fotoğrafı da ekledim. Her iki güne ait fotoğrafların
bazılarına Burattini kendi
blogundaki
yazılarında yer verdi. Ayrıca benden "Guven,
un amico appassionato zagoriano" diye bahsederek de bir anlamda Zagor
Ailesi'ne resmi kaydımı gerçekleştirmiş oldu. Hep hayalini kurduğum olayların
gerçekleştiği bu iki unutulmaz gün için emeği geçen herkese bir kez daha
teşekkür ediyorum. Bu anıları eşimle beraber paylaşmış olmak da mutluluğumu iki
kat arttırdı. Umarım ilerde çocuklarımızla da Zagor
Tenay ve çizgi roman sevgisini
paylaşabileceğimiz yeni organizasyonlara katılma imkanını buluruz.
Paylaşın
Özel Arama
Anasayfa Seyahat Sinema Beşiktaş JK Radyo Nova Çizgi Roman
Sitedeki yazılardan kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.