facebook/KAVADARLIblog

twitter/KAVADARLIblog

youtube/KAVADARLIblog

Çizgi Roman

KAVADARLI.com

    Baltalı İlah

    İnsan İnsana Benzer

    Kahraman Gibi Kahraman

    Adalet Sarayla Değil Vicdanla Olur

    Bu Bir Tosbağa, Hayır Bu Bir Fıçı, Hayır Bu... Çiko!

    Orada Bir Kulübe Var Darkwood'ta...

    Yasak Elma

    Zagor Beyaz Saray'da

    İsveç Kralı Kandrax

    Harekete Geçme Denemesi

    Hayaldi Gerçek Oldu

   

LİNKLER

DARKWOOD SAKİNİ

Yazan: Güven KAVADARLI

 

BALTALI İLAH

BeyazKahraman kelimesi hiç şüphesiz en çok Zagor'u tanımlayabilmek için yaratılmıştır. Sadece dostları için değil, rastladığı zor durumdaki yabancılar için bile bir saniye düşünmeksizin hayatını tehlikeye atar; gerekirse dünyanın öbür ucuna bile gider. Temel hedefi düşmanlarını öldürmek değil, onları adaletin eline teslim etmektir. Bataklıktaki kulübesinde dünyevi zevklerden uzak mütevazi bir hayat sürer.

Zagor okuru olmak da Beşiktaş taraftarı olmak gibi sonradan yapılan bir seçim değildi benim için. Kendimi bildim bileli gönlümde siyah-beyaz renkli forma ve elimde Zagor'un yine siyah-beyaz maceraları vardı. Ben çizgi roman okumak için avantajlı bir dönemde ve ortamda çocukluğumu yaşadım. Dönem elverişli idi çünkü Tay Yayıncılık tarafından pek çok kahramanın maceraları ülkemizde yayımlanıyordu. Şanslıydım ki bilgisayar öncesi dönemde bu alışkanlığı edinebilmiştim. Daha okuma-yazma öğrenmeden önce bile Zagor'a göz gezdirirdim. Ortam da elverişli idi çünkü çevremde çizgi roman seven birçok insan vardı ve dahası ailem bu hevesimi her zaman destekledi; tıpkı benim de ilerde çocuklarımı teşvik edeceğim gibi.

Özellikle yazlık ortamında yaş farkı gözetmeksizin herkesin aynı maceraları okuyup, sonra da sanki bir filmden konuşur gibi üzerine saatlerce sohbet etmesi müthiş keyifli anlardı. Kendi arkadaş grubumuz ile Zagor'un vampir Baron Rakosi'ye karşı macerasını bıkmadan kaç kere canlandırmıştık kim bilir?

Kahramanımız 1961'den beri western, fantezi ve gerilim türündeki maceralarıyla, siyah-beyaz çizimlerine rağmen okurlarına dünyanın en renkli serüvenini yaşatıyor.

Zagor'un düşmanları arasında genel olarak haydutlar, zorbalar, yoldan çıkmış kızılderili çeteleri, çılgın bilim adamları, mutantlar, doğaüstü varlıklar ve dünya dışı canlılar bulunuyor.

İNSAN İNSANA BENZER

BeyazSergio Bonelli'nin 1961 yılında Guido Nolitta takma adını kullanarak çizer Gallieno Ferri ile birlikte yarattığı "Baltalı İlah" Za-gor Te-nay, çeşitli yönleriyle pek çok farklı çizgi roman kahramanı ile benzeşir. Ağaçların üstünde rahatça hareket edebilmesi ve narası ile en başta Tarzan'ı hatırlatır. Sevimli Meksikalı Çiko ile beraber yaşadığı kulübesinin bulunduğu hayali Darkwood ormanı Conan'ın yine hayali Kimmerya'sını çağrıştırır. Ölümsüz bir ruh yerine koyulması Kızılmaske ile benzeşir. Batıl inançlı kızılderilileri etkilemek için tuhaf bir gömlek giyiyor olması, kötüleri korkutmak için kostüm giyen Batman'i akıllara getirir. Keza ailesini de Bruce Wayne gibi çocuk yaşta gözlerinin önünde gerçekleşen bir trajedi sonucu kaybetmiştir. En etkili silahının baltası olmasıyla Thor'a benzer. Kendisini kahramanlığa yönelten motivasyonun geçmişinden duyduğu pişmanlık olması ve en azılı düşmanlarını bile yeri geldiğinde tereddüt etmeden ölümden kurtarmaya çalışması Örümcek Adam ile ortak yönleridir. Neredeyse insanüstü seviyede erdemliliği, iradesi ve kararlılığı ile ancak Süpermen karşılaştırılabilir. Ancak bir özelliği vardır ki, başka hiçbir karakterle mukayese edilemez: Kimse Zagor kadar güzel dövüşemez!

KAHRAMAN GİBİ KAHRAMAN

Zagor'un karakteri bazıları tarafından derinlikten yoksun olarak nitelendirilebilir. O, ne Dylan Dog kadar melankolik, ne Martin Mystere kadar entelektüel, ne de Nathan Never kadar nostaljik bir insan. Son derece sade bir karakteri ve basit bir felsefesi var. Baltalı İlah'ın dünya görüşü çocuklarımıza nasihat ettiklerimizden çok farklı değil: İyi insan ol ve haksızlıklara göz yumma! Fakat yaşadıkça öğrendik ki marifet doğru ve iyi olanı bilmek değil, doğru ve iyi kalabilmek.

İnsanoğlu tarih boyunca bu basitliği bir türlü kendine yedirememiştir. Bir çocukla aynı prensiplere sahip olmak çoğu yetişkin için kabul edilemez bir durum gibidir adeta. Dolayısıyla kimi daha makyavelist bir yaşam tarzını benimsemeye başlar, sonunda başbakan bile olur. Kimi de huzuru farklı felsefelerde arayıp durur.

Mücadele ettiği insanların ırkı ya da mevkisi Zagor için bir fark yaratmaz. Kızılderililerin koruyucusu olarak nam salmış olsa da gerektiği zaman onlara karşı savaşmakta tereddüt etmez. Önyargılı bir insan değil. Karşısındakini karakteriyle ya da yaşam tarzıyla değil, eylemleriyle değerlendirir. Teks gibi kindar da değil. Kötülerle olan mücadelesini hiçbir zaman nefrete dönüştürmez. En güçlü ve acımasız düşmanlarından olan Kandrax, kahramanımız karşısında gerileyerek bir uçurumun kenarına geldiğinde Zagor onu bile bağırarak uyarmıştır. Bu uyarısı fayda etmeyip Kandrax aşağı düşünce de “Hay aksi” ve “Çok korkunç” diyerek durumdan memnuniyetsizliğini dile getirmiştir.

Esnek bir karakteri olup olmadığı tartışılabilir. Adalete olan körü körüne bağlılığından nadiren taviz verir. "Samuraylar Geliyor" macerasının sonunda iki esirin iplerini çözerek “Haydi defolun! Fikrimi değiştirmeden ortalıktan kaybolun” demiştir.

Kafası karışık olmayan ve inanç sahibi bir kahraman. "Şeytan Maskesi" adlı maceranın sonunda düşmanının ardından "Öldü... Artık onun için üzülmekten başka bir şey yapamam... Zavallı!" demiş ve cansız bedeni gömmek için yanındaki kişiden yardım istedikten sonra "Belki o zaman ruhu sükun bulur" diye de ilave etmiştir. Zaten "Bu dünyada bulamadığı huzuru diğer tarafta bulması" Zagor'un hayatını kaybeden düşmanları için sıkça dile getirdiği bir temennidir.

ADALET SARAYLA DEĞİL VİCDANLA OLUR

Toplumlarda şiddeti doğuran bir numaralı neden her zaman adaletsizlik olmuştur. "Billy Boy'u Tutuklayın!" macerasında Osegaların Reisi Wakopa'nın karısı ve arkadaşı alkollü beyazlar tarafından herkesin gözü önünde vurularak öldürülür. Suçluların başı kasabanın en zengin ve güçlü kişisinin şımarık oğludur ve babasının onu adaletin ellerine teslim etmeye hiç niyeti yoktur. Wakopa intikam amacıyla savunmasız bir çiftliğe saldırarak masum bir aileyi katleder. Olay yerine ulaşan kasaba halkı öfkelidir. Şerif böyle bir katliamda bulunanlara insan denemeyeceğini, hepsinin vahşi canavarlar olduklarını ve bu yüzden de onlara vahşi hayvanlar gibi davranılması gerektiğini söylediğinde Zagor yine kendine hakim olamayarak sözü devralır:

“Hay Allah yeter artık... Zalimlik kızılderililerin yaradılışlarında vardır. Bunu inkar edecek değilim. Ölümle sürekli burun buruna olan ve yaşamlarını sürdürmek için şiddete başvurmak zorunda kalan bütün ilkel toplumlar kendi acılarını olduğu kadar başkalarının acılarını da önemsemezler. Ama onları böyle davranmaya zorladığınız için bütün suç sizin çünkü onları kendilerini savunmak zorunda bırakıyorsunuz.”

Buraya kadar söyledikleri asil düşünceler ama yeni söylemler değil. Fakat sonraki sözleri kahramanımızın ileri görüşlülüğünü gözler önüne serer:

“Şiddet yalnız silah kullanarak yapılmaz. Onların haklarını çiğnemek, sorunlarına karşı ilgisiz kalmak da bir şiddet hareketidir. Şiddet aynı zamanda mantığımızın, yaşama koşullarımızın ve dinimizin yaptığı baskıların bir sonucudur. Hatta onlara aşağılayarak ‘kızılsuratlılar’ demeniz bile bir şiddet unsurudur.”

Sergio Bonelli'nin 1975 yılında yazdığı bu cümlelerin benzerleriyle 2003 yılında Adli Tıp Enstitüsü'ndeki yüksek lisans eğitimim sırasında karşılaştığımda duyduğum haz sanırım yalnızca gerçek çizgi roman severler tarafından anlaşılabilir.

    

Zagor'un konuşmasını bitirdikten sonra hızını alamayıp üç kişiyi pataklamasını okurken aldığım hazzı ise, günümüzde adalet sarayları inşa edip duran başbakanları tarafından sürekli haklarının yenilmesinden, aşağılanmaktan ve taciz edilmekten bıkan herkes duyumsayabilir. Eğer bu macerayı Zagor değil de başbakan yaşasaydı, tüm tepkisi alkole karşı olurdu!

BU BİR TOSBAĞA, HAYIR BU BİR FIÇI, HAYIR BU... ÇİKO!

BeyazTüm çizgi romanlardaki en sempatik yardımcı karakter. Aslında onun için başlı başına bir ekol bile diyebiliriz. Tombul dostumuz o kadar popüler ki, kendine ait komik maceralardan oluşan ve ülkemizde de yayınlanan özel bir serisi bile var. Yılların Zagor okuyucularının ezbere bildikleri uzun adıyla Çiko Felipe Cayetano Lopez Martinez Gonzales için kullanılabilecek en güzel tanımlama ise sanırım "can dostu" olacaktır. Karamba karambita! Sırf dostunun hatırı için korka korka bu kadar tehlikeye atılmak herkesin harcı değildir. Kısa boyuna ve koca göbeğine rağmen -bazen geriden de gelse- her macerada Baltalı İlah kadar yol kat etmesi takdire şayandır. Sevimli Meksikalı zaman zaman İspanyol fatihlerin soyundan gelmekle övünür. Nasıl ki Zagor kavgada rakipsizse, Çiko'yu da yemek yeme alanında kimse alt edemez. Ne yazık ki midesini doldurmak için hiçbir zaman cebinde yeterli parası yoktur. Avrupa Yakası dizisinde Burhan Altıntop, duvarındaki gözü yaşlı çocuk tablosuna bakıp bakıp "Neden ağlıyorsun Çiko?" diye dertlenirdi. Bunun nedeni chico kelimesinin İspanyolca da küçük çocuk anlamına gelmesidir. Zaten kızılderililer de kendisini Koca Göbekli Küçük Adam diye çağırmaktadırlar.

Alman çizgi roman sanatçısı ve senaristi Hansrudi Wäscher tarafından 1960 yılında yaratılan Falk serisine ait bir kapak sağda görülüyor. Sarışın kahraman Falk'un Bingo della Rocca adlı yardımcısının Çiko ile benzerliği dikkatlerden kaçmıyor.

ORADA BİR KULÜBE VAR DARKWOOD'TA...

BeyazZagor'un maceralarının büyük kısmına ev sahipliği yapan Darkwood ormanı Pensilvanya, Batı Virginia ve Ohio arasında yer alıyor. Pensilvanya'nın kuzeybatısı gerçekten ormanlarla kaplı olsa da Darkwood hayali bir yerdir. Yandaki resimde kahramanlarımızın kulübesinin de bulunduğu ormanın varsayılan konumu görülüyor. Fakat kulübe Darkwood'un ormanlık değil bataklık kısmında yer alıyor (bkz: alt resim). Darkwood için Zagor'un kızılderililerle beyazlar arasındaki barışı sağlamak ve kalıcı kılmak için verdiği mücadelenin merkezi de diyebiliriz. Burası adeta kurtarılmış bir bölge gibidir. Kızılderililerin hazin sonunu sanki değiştirme şansı varmış gibi, bu hayal dünyasında Baltalı İlah'ın onurlu mücadelesini hayranlıkla izleriz.

 

 

 

YASAK ELMA

BeyazBeyazUzun yıllar dirense de Zagor bile gönül işlerinden sonsuza dek uzak duramamış ve günümüze kadar yasak elmadan birkaç ısırık almıştır. Avusturyalı Frida, Zagor'un gönlünü çalmayı başaran ilk kadındır. Kahramanımızın ilk defa aşık olmasına şahit olurken nasıl da afallamıştık. Bu hikayenin sonu nereye varacaktı? Ama Yankı Vadisi adlı unutulmaz macerada şahit olacağımız yenilikler bu kadarla kalmayacak ve finalde kahramanımızı hiç alışık olmadığımız şekilde erkekliğin onda dokuzuna başvururken görecektik!

Baltalı İlah daha sonraki dönemde ise sarışınlarla takılır. Arkeolog Coleman'ın kızı Margie ve Kaptan Fishleg'in yeğeni Virginia ile flört eder. Seksi ve kumarbaz sarışın Gambit ise şimdilik onun kalbini çalan son kadın olur.

ZAGOR BEYAZ SARAY'DA

BeyazBugüne kadar okuduğum sayısız çizgi roman arasında benzerine rastlamadığım ve Zagor'un diğer kahramanlardan farkını ortaya koyan en büyük eylemi bir Amerikan başkanının yakasına yapışacak cesareti sergilemiş olmasıdır. Hem de kurgusal değil gerçek bir Amerikan başkanının! İtalya'da 2001 yılında, Türkiye'de ise 2004'te yayınlanan Uzun Yürüyüş adlı trajik maceranın başında kahramanımız 7. ABD başkanı Andrew Jackson ile Beyaz Saray'da yüzleşir. Zagor'un, bir Cherokee yerlisi olan ama beyazlar arasında hukuk okuyarak avukat olmayı başaran dostu Satko ile birlikte gerçekleştirdiği ziyaretin çok önemli bir amacı vardır.

Cherokee halkı, beyazların medeniyetini ve hayat tarzını benimseyerek barışçı şekilde yaşadıkları topraklarından sürülmek üzeredirler. Zagor ve Satko inatçı Jackson'ın fikrini değiştirmek için umutsuz da olsa bir girişimde bulunmaya karar verirler. Konuşma devam ederken Jackson aldığı karara mazeret olarak halkının "uygarlığını" korumak zorunda olmasını gösterince, kahramanımız o ana kadar iyice gerilmiş olan sinirini kontrol edemez ve başkanın yakasına yapışıverir. Bir Amerikan başkanının yakasına yapışan birinin elini kolunu sallayarak Beyaz Saray'dan nasıl çıkıp gittiğini merak edenler mutlaka olacaktır. Kahramanımız eski bir macerada Amerika Birleşik Devletleri'ni çılgın bilim adamı Hellingen'den kurtarmış ve hatta bundan dolayı yine Andrew Jackson tarafından gönderilen madalya ile ödüllendirilmiştir. Bundan dolayı kendini borçlu hisseden Jackson ödeştiklerini söyleyerek Zagor'un gitmesine izin verir. Kahramanımız da Beyaz Saray'ın çıkışında, Satko'nun ricası üzerine giymiş olduğu ceketi yere atarak son tepkisini gösterir.

BeyazBu macera, günümüzdeki Amerikalıların gururla değil utançla hatırladıkları bazı tarihi gerçekler üzerine kuruludur. Andrew Jackson'ın, Georgia'da yaşayan Cherokee halkının Mississippi Nehri'nin batısındaki ıssız topraklara sürülmesi kararını almasıyla, 1835 yılından itibaren "Gözyaşı Yolu" olarak adlandırılan 12 zorunlu göç gerçekleşir. Cherokee nüfusunun dörtte biri, belki de daha fazlası bu göçler sırasında hayatını kaybeder. Göçün asıl nedeni 1830'da Georgia topraklarında altın bulunmuş olmasıdır. Fakat Cherokee halkının beyaz adamdan çektiği eziyet ne yazık ki bununla da bitmez. Gözyaşı Yolu sonrası yerleşecekleri Oklahoma'da 20. yüzyılın başında petrol çıkması ile birlikte Cherokeeler, bir kez daha topraklarını bırakıp gitmek zorunda kalırlar.

BeyazHatırlayalım, çizgi roman kahramanlarının Amerikan başkanları ile yüzleşmelerinin bir başka örneği son ABD seçimlerinden sonra da yaşanmıştı. Örümcek Adam fiziksel olarak adeta Arnold şeklinde tasvir edilen Obama ile bir araya gelerek ona yağ çekmiş ve kendini propaganda malzemesi yapmıştı. Eğer yeteri kadar cesur olsaydı gider George W. Bush'un yakasına yapışırdı. Korkmasına da gerek yoktu ne de olsa o da Amerika'yı defalarca kurtarmış biri olarak yeterince kredi sahibiydi. Ama dediğim gibi ortalıkta dolanan pek çok kahraman olabilir ama hiçbiri Zagor gibi olamaz! Bunu da Zagor fanatizmi ile söylediğim sanılmasın. Her şeyden önce Zagor bir İtalyan çizgi romanı ve bu da ona "Özgürlükler Ülkesi" Amerika'nın adları süper olan kahramanlarının hepsinden daha çok özgürlük veriyor.

İSVEÇ KRALI KANDRAX

Beyazİnsan zagorolog olunca dünyanın hangi köşesinde bulunursa bulunsun gördüğü imgeler zihninde Zagor dünyasına ait çağrışımlarda bulunabiliyor. Stockholm seyahatimiz sırasında gezdiğimiz City Hall'ün altın salonundaki duvarlardan birinde, kahramanımızın baş düşmanlarından Kelt rahibi Kandrax'ın mozaiğini görünce kısa süreli bir şaşkınlık yaşadım. Resim aslında 1523-1560 tarihleri arasında İsveç kralı olan Gustav Vasa'ya aitti. Herkes salondaki ana mozaik olan İsveç'i simgeleyen devasa kadın motifini fotoğraflarken, ben sizlerle paylaşmak için özel bir ilgiyle objektifimi kuytuda kalmış Gustav'a doğrulttum. Ne dersiniz benzerlik şaşırtıcı değil mi?

HAREKETE GEÇME DENEMESİ

BeyazHollandalı efsane futbolcu Johan Cruyff "Hareketli top duran toptan iyidir" demiştir. Belki de söz konusu Zagor olduğunda bu sözü "Duran çizgi hareketli çizgiden iyidir" şeklinde uyarlayabiliriz. 1986 yılında İtalyan devlet televizyonu için bir Zagor animasyon serisi girişiminde bulunulur ama projenin devamı gelmez. Eldeki deneme çizimlerinin bazıları Youtube'da yayınlandı. Gördüğüm kadarıyla animasyonun atmosferi çizgi romanın oldukça gerisinde kalacakmış. Yine de eğer yapılmış olsaydı, çocukken tek bir bölümünü bile kaçırmak istemeyeceğime eminim.

HAYALDİ GERÇEK OLDU

Gallieno FerriBeyazİstanbul Kitap Fuarı'nın düzenlendiği 30 Ekim - 7 Kasım 2010 tarihleri arasında 1001 Roman yayınevi sayesinde Gallieno Ferri ile nihayet tanışma fırsatı buldum. Bu sanki Zagor'un kendisiyle tanışmak gibi bir histi. Uzun yıllar maceradan maceraya koştuktan sonra emekli olup sırtına ceketini geçirmiş bir kahramana bakıyor gibiydim. İçindeki çocuğun saflığı hala gözlerinden yansıyan Ferri Amca ne yazık ki İngilizce konuşamadığından, kendisine hayatıma kattıklarından dolayı gerektiğince teşekkür edemedim. Ama zaten ne söylesem az kalacaktı. Sadece elini sıkarak "Grazie Signor Ferri" diyebildim. Kısa ve öz! Unutulmaz anıların tamamını buradan okuyabilirsiniz.

 

 

 

Paylaşın

Facebook Twitter

 

Özel Arama

 

 

Anasayfa    Seyahat    Sinema    Beşiktaş JK    Radyo Nova    Çizgi Roman

 

Sitedeki yazılardan kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.