Adalet Sarayla Değil Vicdanla Olur
Bu Bir Tosbağa, Hayır Bu Bir Fıçı, Hayır Bu... Çiko!
Orada Bir Kulübe Var Darkwood'ta...
BALTALI İLAH
Kahraman kelimesi hiç şüphesiz en çok Zagor'u
tanımlayabilmek için yaratılmıştır. Sadece dostları için değil, rastladığı
zor durumdaki yabancılar için bile bir saniye düşünmeksizin hayatını
tehlikeye atar; gerekirse dünyanın öbür ucuna bile gider. Temel hedefi
düşmanlarını öldürmek değil, onları adaletin eline teslim etmektir.
Bataklıktaki kulübesinde dünyevi zevklerden uzak mütevazi bir hayat sürer.
Zagor okuru olmak da Beşiktaş taraftarı olmak gibi sonradan yapılan bir seçim değildi benim için. Kendimi bildim bileli gönlümde siyah-beyaz renkli forma ve elimde Zagor'un yine siyah-beyaz maceraları vardı. Ben çizgi roman okumak için avantajlı bir dönemde ve ortamda çocukluğumu yaşadım. Dönem elverişli idi çünkü Tay Yayıncılık tarafından pek çok kahramanın maceraları ülkemizde yayımlanıyordu. Şanslıydım ki bilgisayar öncesi dönemde bu alışkanlığı edinebilmiştim. Daha okuma-yazma öğrenmeden önce bile Zagor'a göz gezdirirdim. Ortam da elverişli idi çünkü çevremde çizgi roman seven birçok insan vardı ve dahası ailem bu hevesimi her zaman destekledi; tıpkı benim de ilerde çocuklarımı teşvik edeceğim gibi.
Özellikle yazlık ortamında yaş farkı gözetmeksizin herkesin aynı maceraları okuyup, sonra da sanki bir filmden konuşur gibi üzerine saatlerce sohbet etmesi müthiş keyifli anlardı. Kendi arkadaş grubumuz ile Zagor'un vampir Baron Rakosi'ye karşı macerasını bıkmadan kaç kere canlandırmıştık kim bilir?
Kahramanımız 1961'den beri western, fantezi ve gerilim türündeki maceralarıyla, siyah-beyaz çizimlerine rağmen okurlarına dünyanın en renkli serüvenini yaşatıyor.
Zagor'un düşmanları arasında genel olarak haydutlar,
zorbalar, yoldan çıkmış kızılderili çeteleri, çılgın bilim adamları, mutantlar, doğaüstü varlıklar ve dünya
dışı canlılar bulunuyor.
İNSAN İNSANA
BENZER
Sergio Bonelli'nin 1961 yılında Guido Nolitta
takma adını
kullanarak
çizer Gallieno Ferri ile birlikte yarattığı
"Baltalı İlah" Za-gor Te-nay, çeşitli
yönleriyle pek çok farklı
çizgi roman kahramanı ile benzeşir.
Ağaçların üstünde rahatça hareket edebilmesi ve narası ile en başta Tarzan'ı
hatırlatır. Sevimli Meksikalı Çiko ile beraber yaşadığı kulübesinin
bulunduğu hayali Darkwood ormanı Conan'ın yine hayali Kimmerya'sını çağrıştırır.
Ölümsüz bir ruh yerine koyulması Kızılmaske ile benzeşir. Batıl inançlı kızılderilileri
etkilemek için tuhaf bir gömlek giyiyor olması, kötüleri korkutmak için
kostüm giyen Batman'i akıllara getirir. Keza ailesini de Bruce Wayne
gibi çocuk yaşta gözlerinin önünde gerçekleşen bir trajedi sonucu
kaybetmiştir. En etkili silahının
baltası olmasıyla Thor'a benzer. Kendisini kahramanlığa yönelten motivasyonun geçmişinden
duyduğu pişmanlık olması ve en azılı düşmanlarını bile yeri geldiğinde tereddüt etmeden
ölümden kurtarmaya çalışması
Örümcek Adam ile ortak yönleridir. Neredeyse insanüstü seviyede erdemliliği,
iradesi ve kararlılığı ile ancak Süpermen karşılaştırılabilir. Ancak bir özelliği vardır ki, başka
hiçbir karakterle mukayese edilemez: Kimse Zagor kadar güzel dövüşemez!
KAHRAMAN GİBİ KAHRAMAN
Esnek bir karakteri olup olmadığı tartışılabilir. Adalete olan körü körüne bağlılığından nadiren taviz verir. "Samuraylar Geliyor" macerasının sonunda iki esirin iplerini çözerek Haydi defolun! Fikrimi değiştirmeden ortalıktan kaybolun demiştir.
Kafası karışık olmayan ve inanç sahibi bir kahraman. "Şeytan Maskesi" adlı maceranın sonunda düşmanının ardından "Öldü... Artık onun için üzülmekten başka bir şey yapamam... Zavallı!" demiş ve cansız bedeni gömmek için yanındaki kişiden yardım istedikten sonra "Belki o zaman ruhu sükun bulur" diye de ilave etmiştir. Zaten "Bu dünyada bulamadığı huzuru diğer tarafta bulması" Zagor'un hayatını kaybeden düşmanları için sıkça dile getirdiği bir temennidir.
ADALET SARAYLA DEĞİL VİCDANLA OLUR
Toplumlarda şiddeti doğuran bir numaralı neden her zaman adaletsizlik olmuştur. "Billy Boy'u Tutuklayın!" macerasında Osegaların Reisi Wakopa'nın karısı ve arkadaşı alkollü beyazlar tarafından herkesin gözü önünde vurularak öldürülür. Suçluların başı kasabanın en zengin ve güçlü kişisinin şımarık oğludur ve babasının onu adaletin ellerine teslim etmeye hiç niyeti yoktur. Wakopa intikam amacıyla savunmasız bir çiftliğe saldırarak masum bir aileyi katleder. Olay yerine ulaşan kasaba halkı öfkelidir. Şerif böyle bir katliamda bulunanlara insan denemeyeceğini, hepsinin vahşi canavarlar olduklarını ve bu yüzden de onlara vahşi hayvanlar gibi davranılması gerektiğini söylediğinde Zagor yine kendine hakim olamayarak sözü devralır:
Hay Allah yeter artık... Zalimlik kızılderililerin yaradılışlarında vardır. Bunu inkar edecek değilim. Ölümle sürekli burun buruna olan ve yaşamlarını sürdürmek için şiddete başvurmak zorunda kalan bütün ilkel toplumlar kendi acılarını olduğu kadar başkalarının acılarını da önemsemezler. Ama onları böyle davranmaya zorladığınız için bütün suç sizin çünkü onları kendilerini savunmak zorunda bırakıyorsunuz.
Buraya kadar söyledikleri asil düşünceler ama yeni söylemler değil. Fakat sonraki sözleri kahramanımızın ileri görüşlülüğünü gözler önüne serer:
Şiddet yalnız silah kullanarak yapılmaz. Onların haklarını çiğnemek, sorunlarına karşı ilgisiz kalmak da bir şiddet hareketidir. Şiddet aynı zamanda mantığımızın, yaşama koşullarımızın ve dinimizin yaptığı baskıların bir sonucudur. Hatta onlara aşağılayarak kızılsuratlılar demeniz bile bir şiddet unsurudur.
Sergio Bonelli'nin 1975 yılında yazdığı bu cümlelerin benzerleriyle 2003 yılında Adli Tıp Enstitüsü'ndeki yüksek lisans eğitimim sırasında karşılaştığımda duyduğum haz sanırım yalnızca gerçek çizgi roman severler tarafından anlaşılabilir.
Zagor'un konuşmasını bitirdikten sonra hızını alamayıp üç kişiyi pataklamasını okurken aldığım hazzı ise, günümüzde adalet sarayları inşa edip duran başbakanları tarafından sürekli haklarının yenilmesinden, aşağılanmaktan ve taciz edilmekten bıkan herkes duyumsayabilir. Eğer bu macerayı Zagor değil de başbakan yaşasaydı, tüm tepkisi alkole karşı olurdu!
BU BİR TOSBAĞA, HAYIR BU BİR FIÇI, HAYIR BU... ÇİKO!
Tüm çizgi romanlardaki en
sempatik yardımcı karakter. Aslında onun için başlı başına bir ekol
bile diyebiliriz. Tombul dostumuz o kadar popüler ki, kendine ait komik
maceralardan oluşan ve ülkemizde de yayınlanan özel bir serisi bile var.
Yılların Zagor okuyucularının ezbere bildikleri uzun adıyla Çiko
Felipe Cayetano Lopez Martinez Gonzales için kullanılabilecek
en güzel tanımlama ise sanırım "can dostu" olacaktır. Karamba karambita!
Sırf dostunun hatırı için korka korka bu kadar tehlikeye atılmak herkesin
harcı değildir.
Kısa
boyuna ve koca göbeğine rağmen -bazen geriden de gelse- her
macerada Baltalı İlah kadar yol kat etmesi takdire
şayandır. Sevimli Meksikalı zaman zaman İspanyol fatihlerin
soyundan gelmekle övünür. Nasıl ki Zagor kavgada rakipsizse, Çiko'yu da
yemek yeme alanında kimse alt edemez. Ne yazık ki midesini doldurmak için
hiçbir zaman cebinde yeterli parası yoktur. Avrupa Yakası dizisinde Burhan
Altıntop, duvarındaki gözü yaşlı çocuk tablosuna bakıp bakıp "Neden
ağlıyorsun Çiko?" diye dertlenirdi. Bunun nedeni chico kelimesinin
İspanyolca da küçük çocuk anlamına gelmesidir. Zaten kızılderililer de
kendisini Koca Göbekli Küçük Adam diye çağırmaktadırlar.
Alman çizgi roman sanatçısı ve senaristi Hansrudi Wäscher tarafından 1960 yılında yaratılan Falk serisine ait bir kapak sağda görülüyor. Sarışın kahraman Falk'un Bingo della Rocca adlı yardımcısının Çiko ile benzerliği dikkatlerden kaçmıyor.
ORADA BİR KULÜBE VAR DARKWOOD'TA...
Zagor'un maceralarının büyük kısmına ev sahipliği
yapan Darkwood ormanı Pensilvanya, Batı Virginia ve Ohio arasında yer
alıyor. Pensilvanya'nın kuzeybatısı gerçekten ormanlarla kaplı olsa da
Darkwood hayali bir yerdir. Yandaki resimde kahramanlarımızın kulübesinin de
bulunduğu ormanın varsayılan konumu görülüyor. Fakat kulübe Darkwood'un
ormanlık değil bataklık kısmında yer alıyor (bkz: alt resim). Darkwood için
Zagor'un kızılderililerle beyazlar arasındaki barışı sağlamak ve kalıcı
kılmak için verdiği mücadelenin merkezi de diyebiliriz. Burası adeta
kurtarılmış bir bölge gibidir. Kızılderililerin hazin sonunu sanki
değiştirme şansı varmış gibi, bu hayal dünyasında Baltalı İlah'ın onurlu
mücadelesini hayranlıkla izleriz.
YASAK ELMA
Baltalı İlah daha sonraki dönemde ise sarışınlarla takılır. Arkeolog Coleman'ın kızı Margie ve Kaptan Fishleg'in yeğeni Virginia ile flört eder. Seksi ve kumarbaz sarışın Gambit ise şimdilik onun kalbini çalan son kadın olur.
ZAGOR BEYAZ SARAY'DA
Bugüne kadar okuduğum
sayısız çizgi roman arasında benzerine rastlamadığım ve Zagor'un diğer
kahramanlardan farkını ortaya koyan en büyük eylemi bir Amerikan başkanının
yakasına yapışacak cesareti sergilemiş olmasıdır.
Hem de kurgusal değil gerçek bir Amerikan başkanının! İtalya'da 2001
yılında, Türkiye'de ise 2004'te yayınlanan Uzun Yürüyüş adlı trajik
maceranın başında kahramanımız 7. ABD başkanı Andrew Jackson ile Beyaz
Saray'da yüzleşir. Zagor'un, bir Cherokee yerlisi olan ama beyazlar arasında
hukuk okuyarak avukat olmayı başaran dostu Satko ile birlikte
gerçekleştirdiği ziyaretin çok önemli bir amacı vardır.
Cherokee halkı, beyazların medeniyetini ve hayat tarzını benimseyerek barışçı şekilde yaşadıkları topraklarından sürülmek üzeredirler. Zagor ve Satko inatçı Jackson'ın fikrini değiştirmek için umutsuz da olsa bir girişimde bulunmaya karar verirler. Konuşma devam ederken Jackson aldığı karara mazeret olarak halkının "uygarlığını" korumak zorunda olmasını gösterince, kahramanımız o ana kadar iyice gerilmiş olan sinirini kontrol edemez ve başkanın yakasına yapışıverir. Bir Amerikan başkanının yakasına yapışan birinin elini kolunu sallayarak Beyaz Saray'dan nasıl çıkıp gittiğini merak edenler mutlaka olacaktır. Kahramanımız eski bir macerada Amerika Birleşik Devletleri'ni çılgın bilim adamı Hellingen'den kurtarmış ve hatta bundan dolayı yine Andrew Jackson tarafından gönderilen madalya ile ödüllendirilmiştir. Bundan dolayı kendini borçlu hisseden Jackson ödeştiklerini söyleyerek Zagor'un gitmesine izin verir. Kahramanımız da Beyaz Saray'ın çıkışında, Satko'nun ricası üzerine giymiş olduğu ceketi yere atarak son tepkisini gösterir.
Bu macera, günümüzdeki Amerikalıların gururla değil utançla hatırladıkları
bazı tarihi gerçekler üzerine kuruludur. Andrew Jackson'ın, Georgia'da
yaşayan Cherokee halkının Mississippi Nehri'nin batısındaki
ıssız topraklara sürülmesi kararını almasıyla, 1835 yılından itibaren "Gözyaşı Yolu"
olarak adlandırılan 12 zorunlu göç gerçekleşir. Cherokee
nüfusunun dörtte biri, belki de daha fazlası bu göçler sırasında hayatını
kaybeder. Göçün asıl nedeni 1830'da Georgia topraklarında altın
bulunmuş olmasıdır. Fakat Cherokee halkının beyaz adamdan
çektiği eziyet ne yazık ki bununla da bitmez. Gözyaşı Yolu
sonrası yerleşecekleri Oklahoma'da 20. yüzyılın başında petrol çıkması ile birlikte Cherokeeler, bir kez daha topraklarını bırakıp gitmek zorunda kalırlar.
İSVEÇ KRALI KANDRAX
HAREKETE GEÇME DENEMESİ
Hollandalı efsane futbolcu Johan Cruyff "Hareketli top duran toptan
iyidir" demiştir. Belki de söz konusu Zagor olduğunda bu sözü "Duran çizgi
hareketli çizgiden iyidir" şeklinde uyarlayabiliriz. 1986 yılında İtalyan
devlet televizyonu için bir Zagor animasyon serisi girişiminde bulunulur ama
projenin devamı gelmez. Eldeki deneme çizimlerinin bazıları Youtube'da
yayınlandı. Gördüğüm kadarıyla animasyonun atmosferi çizgi romanın
oldukça gerisinde kalacakmış. Yine de
eğer yapılmış olsaydı, çocukken tek bir bölümünü bile kaçırmak
istemeyeceğime eminim.
HAYALDİ GERÇEK OLDU
İstanbul
Kitap Fuarı'nın düzenlendiği 30 Ekim - 7 Kasım 2010 tarihleri arasında
1001 Roman yayınevi sayesinde Gallieno Ferri ile nihayet tanışma fırsatı buldum. Bu sanki Zagor'un
kendisiyle tanışmak gibi bir histi. Uzun yıllar maceradan maceraya koştuktan
sonra emekli olup sırtına ceketini geçirmiş bir kahramana bakıyor gibiydim. İçindeki çocuğun
saflığı hala gözlerinden yansıyan Ferri Amca ne yazık ki İngilizce
konuşamadığından,
kendisine hayatıma kattıklarından dolayı gerektiğince teşekkür edemedim. Ama
zaten ne söylesem az kalacaktı. Sadece elini sıkarak "Grazie Signor Ferri"
diyebildim. Kısa ve öz! Unutulmaz anıların tamamını
buradan okuyabilirsiniz.
Paylaşın
Özel Arama
Anasayfa Seyahat Sinema Beşiktaş JK Radyo Nova Çizgi Roman
Sitedeki yazılardan kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.